16 Nisan 2012 Pazartesi
Photoshop cs 3
16 yaşındayken galatasaray'ın, o sezon şampiyonluk için en önemli maçlarından birine bilet almıştım. hatta kale arkalarında bilet bulamadığım için kapalı-alt tribününden almak zorunda kalmıştım. 16 yaşında bir çocuk için büyük bir paraydı. bileti aldıktan hemen sonra, ben de bilet olduğunu bilen 20-21 yaşlarında iki kişi, tenha bir sokakta beni sıkıştırıp biletimi almıştı. bunlardan kısa boylu olanı bu fikri atmıştı ortaya. çünkü uzun boylu olan "oğlum boşver" derken o kısa boylu piç "ne diyosun oğlum, al işte bileti" tarzında şeyler söylemişti. daha sonra polise gittim ama bir bok çıkmadı tabi.
o iki orospu çocuğunun yüzünü hiç unutmamıştım (özellikle o kısa boylu olanı). aradan 4,5-5 sene geçtikten sonra, allah'ın işine bak ki, kendi mahallemde gündüzleri bile çok az kişinin geçtiği bir sokakta gece 11 gibi o kısa boylu orospu çocuğu ile karşılaştım. hani o beni tanımamıştı ama ben görür görmez hatırladım.
zaten boyu çeneme geliyordu ve tam yan yana geldiğimizde tutup kafayı indirdim. ardından artık yerden kalkamayana kadar dövdüm. hayatımın en zevkli dakikalarıydı. daha sonra yerde yatarken beni gaspçı zannettiğinden bana "param yok. bi telefonum var" dedi. ben de o biletimi çaldıkları günü hatırlatınca, göt gibi kaldı ve özür dilemeye başladı. daha sonra biraz daha dövdüm ve gittim.
o gün boş yere "intikam soğuk yenen bir yemektir" demediklerini anladım. yıllardır içime dert olmuş bir olaydan kurtuldum ve bir hafta boyunca, yüzümdeki o gülümseme gitmedi.
süheyl batum'un "ordu kağıttan kaplanmış" sözünden sonra günlerce "ordu nasıl kağıtla kaplanabiliyor, ne demek istiyor bu adam" diye düşündüm.
o haber bülteni o alıntıyı yazarken ordu'dan sonra bir virgül koysa ben böyle anlamazdım. ayrıca o söz karton aslan değil miydi lan? kağıt kaplan nerden çıktı. aslında zekalıyım yani. :(
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder