18 Nisan 2012 Çarşamba
Ağlarsam Düşerim
küçükken annemle babamın birbirini çok sevmesine sinir olurdum. beni hep daha az sevdiklerini düşünürdüm. hatta onlar küsünce sevinirdim artık benimle daha çok ilgilenicekler diye. hemen "şımarık. kesin tek çocuktur." diyceksiniz dimi? aslında... iyi tamam öyleyim.
bu işin itiraf kısmıydı. şimdiyse bakıyorum da;
hala el ele yürüyolar ve birbirlerini bu kadar çok seviyolar ya, öyle hoşuma gidiyo ki...zaman: 3 hafta öncesi falan.
amfinin penceresine oturmuşum, çayımı da almışım. eminim ki, "aah ah, hüzünlü ve yakışıklı çocuk," diye bakıp iç geçiriyorlar. bense, "lan şu ağacın üstüne atlasam ölür müyüm acaba, kurtulurum lan belki. lan 90 kiloyu hangi dal taşısın, kıçın kırılır," diye derin, seviyeli bir sohbete dalmışım kendimle.
üzgünüm kızlar.zaten entry yazmaya üşeniyorum yazdıklarımda zamanın ötesine gönderilince acaip moralim bozuluyor,sinirleniyorum ve hiç yazmak istemiyorum.ha birde sezen aksu ve ajda pekkan'ı dinlemeyi hiç sevmedim sev(e)miyorum.
yalniz yasayacagim yeni evimin mutfaginda minik saksilar icinde yetistirecegim maydonozlari dusundukce icim kendine hello kitty baskili don almis ergen gibi kipir kipir oluyor.
"lan oglum, madem bilgisayarlarla, teknolojiyle bu kadar ilgilisin, bu kadar iyi anliyorsun, neden bilgisayar muyendisligi yazmadin?" diyenlere "aga ben oss'de bi tane matematik yaptim, o da yanlis cikti" diye yalan atiyorum hep. aslinda 3 tane yapmistim, ve bir tanesi her nasilsa dogru cikmisti. en buyuk kisisel gizemimdir bu benim. harbi nasil oldu lan o bi tane dogru? kesin kaydirmisimdir, yoksa nerdee..
ilk defa tanımadığım bir insanın nick altına entry yazdım, sonra kek gibi "ne diye yazdım ki" diye pişman oldum, o da benimkine yazmayınca gittim entrymi sildim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder