4 Mayıs 2012 Cuma

Bursa Vestel Servisi

böyleyken böyle, işte dediğim gibi kadın baya bir öfkelendi. "suusss yeter yeter!! almıyorum, senin istediğin olmayacak yürüü yürüü gerizekalı şey, yürü." ?? gerizekalı mı, lan mı, canın sağolsun be anne diye içindem geçirdim. çocuk peki sustu mu? susmak ne mümkün aksine daha bir peydahlandı, daha da bir palazlandı. viyak viyak bağırıyor bu sefer yolun orta yerinde, arabaların arasında. araba kornaları ile birleşince bu viyakalama, enfes bi konçerto halini aldı üsküdar müzik cemiyetindeymişcesine. kullaklarımız inleyen nağmelere doydu gündüz vakti. baktım çocuk ısrarcı bu sefer annenin burun delikleri sinirden şişip inmeye başladı, avının üzerine pike yapacak şahin gözlerle çocuğun yüzüne şöyle bir baktı, çocuğun yarım ağızla tuttuğu dudaklarının arasındaki yalancı emziğini çıkardı ve elini havaya kaldırıp hızlıca okkalı bir osmanlı tokadı akşetti çocuğun ağzının tam ortasına, evet deyim yerini buldu, ağzının tam orta yerine, çaaatt diye. Bursa Vestel Servisi çocuğun ağzı ve dudakları, suya sırtı üstü çakılan insanların teni gibi şişti. kıpkırmızı oldu. çocuk sustu. gözlerine baktım, boncuk gibi yaşlar sel olup akmaya başladı o gözlerden. bu sefer viyaklamalar yerini keskin bir hıçkırık histerisine bıraktı. annesinden böyle bir tokatı beklemiyordu, beklemek istemiyordu ama hayatın acı sillesini yemişti bile, can ciğer kuzu sarması annesinden...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder