31 Ocak 2012 Salı

Kırmızı Ruj

sarayın en güçlü kadınını hürrem zannederken, "gülşah'ta ne güç varmış şekerim."dedim. kadın tek eliyle nigar'a yapmadığını bırakmadı. cellat gibi kadın bu,daha önce de leşi var bodrumda hala siyah kemikleri sızlıyor o hatunun. bu kadın varken mahidevran'ın sırtı yere gelmez. öte yandan mahi demişken aklıma geldi. Kırmızı Ruj kaynananın en gözde gelini,ikide bir kumaşlar getiriliyor,yok acem işi yok bursa işi,yok japon işi. arka arkaya. yıllar da geçiyor. mustafa,mehmet,mihrimah hızla pokemon gibi evrimleşiyorlar. bu kadın bir yeni kıyafet giymiyor,hep aynı hep aynı. hatice sultan bile o star wars kapşonunu çıkardı,bu kadın o ağaç kovuğuna benzeyen entarisiyle her hafta rüküşlüğün tarihini yazıyor.derhal Kırmızı Ruj prodüksiyon o acem kumaşlarından jean-paul gaultier kıyafetleri dikmeli. sadıka da ne iş görecekse bir türlü görmüyor,fırsat mı geçmiyor eline ohooo! her an fırsat var,sürekli süleyman pargalıya kahve falına baktırmaya,tebrik için havlu getirmeye, Kırmızı Ruj entel takılıp boynuna fuları attığında masaya oturup meryem ana resimlerine bakıp,ovv çok ekspresyonist demeye geliyor. ama kadının yeri rahat. macar sarayının o sönük havasını ne yapsın,burada her an bir heyecan,her an bir dedikodu. bırakılıp gidilir mi bura.hem ölenle ölünmüyor. kendine aşık olan matrakçıyı salla, aslan gibi leo var izdivaç kurulacak.ayrıca leo sen gitme,hep bizle kal! hızlı geçen bir bölümdü,bir süredir yoğunluktan,işlerin heryerimi Kırmızı Ruj mıncıklamasından,ceo olma hırsımdan ötürü yazamıyordum. ama bu bölüm için çok dolmuşum. tavsiye:herşey iyi hoş da(bazen senaryo çok yavaş akıyor,bir de beş sezon planlamışsınız diziyi,ay bu ne?ikide bir olaylar kendini tekrar ediyor zaten. hürrem hamile,mahi yatakta,sadıka kapıda,pargalı entel dantel işler peşinde,süleyman gözünü ayırıp ayırıp kız,av ve düşman peşinde) nigar'ın sırtını gösterdiğiniz gibi bir ara da leo'nun sırtını gösterin senaristler ve yönetmenler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder