25 Ocak 2012 Çarşamba
Ben bunu yarıda kestim
bahadır'ım, raci'm, gelin lan bi kucaklayım sizi. ha şöyle be ha şöyle lan. orgazm oldum olm lan.
abdülhey aynen polat'la ilk tanıştıkları zamandaki gibi çöplükteydi. menemen yapıp yiyordu. polat abdülhey'in hafızasını getirmek için aslan bey dedi, eski günleri, tanıştıkları Fayans Modelleri çöplüğü falan anlatmaya çalıştı. "ah ulan bi de zülfü yüksel falan dese ne şahane olur" dememe kalmadı, abdülhey kendi gitti "zülfü yüksel, emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım" dedi iskender'e. sarsılarak boşalmışım devamını hatırlamıyorum.
eski seri kurtlar vadisi'ne dair ümitlerim coştu iyice. hadi lan hadi devamını da getirin daşşanı yediklerim nolur lan, senaryonun hamına koyim, yeter ki şu eskilerden biraz daha bahsedin hadi be. iskender'in, aslan bey ile veya pala ile ya da ne bileyim doğu bey ile falan bağlantılarını öğrenelim. abdülhey'in geçmişini öğrenelim. süper oluyo lan işte.
üçüncü sezonun sonunda polat'ın amına koyan maskeliler Yatak Odası Takımları çıksın ortaya. aron feller'in maskelilerle bağlantısı olsun, hatta onlardan biri olsun. olmaz mı?
istanbul'daki yüzlerce marketin binlerce kamerasına girip takip eden ve sadece birinden asu'yu tespit eden, ama kendi adamının evinin kapısındaki kameraya ulaşıp da polat ile görüştüğünü, dolayısıyla hainin o kişi olduğunu anlayamayan dangalaklar istemiyoruz lan bu dizide.
polat alemdar, karısı ebru'yu anlamaktan, Bebek Odaları algılamaktan, empati yapmaktan aciz bir role sokuldu son iki üç bölümde. eh, zaten biraz öyleydi ama iyice abartıldı. bu akşamki bölüm bunun tepe noktasıydı. soğuk, uzak, üstten bakan, bencil, tipik doğulu erkek tavırları, sadece çocuğu için ona katlanıyor görünen, çocuğun olmama ihtimalinde ise, hoyrat, kaba bir anadolu erkeği tavrıyla itici bir tipleme durumunu iyice abartan biriydi polat.
buna karşılık, zeki müren'i sevip, dinleyip ama arada bir tiye alan; askerliğe teslim olmadan önce ve çıktığı izinlerde arkadaşıyla -erkek- elele kasaba ve kent sokaklarında dolaşan; karısını seven, döven, aldatan; çocuk vermediyse kuma getiren tipik anadolu delikanlılarından biri gibiydi bu akşam polat alemdar.
bir süredir karısına yüz vermedi, hiç dokunmadı, Pvc Pencere Modelleri temastan kaçındı; buna karşılık abdülhey'i önce dövdü -ki bu da bir sevgi belirtisi sayılır bu literatürde- sonra da başını kucağına aldı uzunca okşadı; ardından da hastanede yine iki üç kez abdülhey'e dokundu, sevdi... elleri ve gözleri bu sevgisini her şeyiyle ifade etmekteydi.
senaryo gereği sanırım polat özellikle böyle kurgulanmış. biraz daha sert, biraz daha kaba, epeyice erkek! babasının ona öğütleri ile senaryo biraz orta yolu dengelemeye çalışıyor. bir anlamda demek istiyor ki, "polat'ı bu konularda öyle çok da fazla örnek almayınız. o, kimi nedenlerden dolayı -eski aşkını unutamadı, başı kalabalık, Banyo Halısı Modelleri derdi çok, arkadaşı vurulmuş, zaten ebru'yu da aşk ile sevemedi, görücü usulü ile girdi bu işe- bu konuda yalpaladı ama doğru yaklaşım benim yaptığım gibidir: sevgi ile yaklaşmak, araştırmak, doğrudan konuşmak, arkadaşlarıyla konuşmak, sevgi ve samimiyet dilini kullanmak, iki tarafı da akıl ve sevgi düzeyinde uyarmak..."
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder