26 Ekim 2011 Çarşamba

Bacak Ülseri

ayrıca beton beton beton... bir başşehir için gayet itici bir manzara olsa gerek... japonya gibi bir ülkede teknolojinin son nimetleri kullanıldığı için güzellikleri betonla çelikle yaratabiliyorlar; onların meziyeteri bu... avrupa'da genellikle daha sade ve yeşile dost bir şehircilik anlayışı hakim... ama bizde herhangi bir anlayış hakim olmadığı için hiç de estetik olmayan sonuçlar ortaya çıkıyor. Bacak Ülseri son olarak da kızılay'da bir türlü çözülemeyen trafik sorunu, böyle giderse de hiçbir zaman çözülemeyecek... londra'da hafta içi günlerde belli saatler arasında -özellikle yoğunluk yaşanan saatlerde- şehir merkezine otomobiller 5£ gibi bir ücretle girebiliyorlar yanlış bilmiyorsam eğer, bu da hem trafiği rahatlatıyor hem de toplu taşımı teşvik ediyor... bu tip bir yapı örnek olarak alınabilir... trafik sorunu çok az denilen ankara'da mesai saatlerinin başlangıç ve bitişine yaklaştıkça milim milim ilerleyen -istanbul trafiğinden beter- bir durum yaşanmaz böylece... bu sayede yeni bir gelir kaynağı da elde edilmiş olur belediye için, taşıt kullanımı azaldığı için de milli gelirde petrole harcanan paydan ufak bir kısım kurtarılmış olur... Munchausen sendromu son söz: trafikte aslolan taşıt ise,ankaranın trafik sorunu gitgide çözülmektedir... ama trafikte aslolan yaya olduğu için şehirleşme ve trafik anlayışı geri kalmış ve sürekli geriye giden bir şehirdir ankara...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder