28 Mart 2012 Çarşamba
yataş koltuk takımları
gördüğünüz gibi imajlarında neredeyse zerre değişiklik yokken de bambaşka karakterlere bürünebiliyorlar, üstelik ikinci örnekteki şener şen vecihi'de de ziya'da da hala katıla katıla güldüğümüz onlarca sahne bırakıyor bize.
yataş koltuk takımları
gelelim neden bu konuyu burada irdelediğime. avrupa yakası'nda burhan altıntop vardı, şimdi de selahattin (soyismi lazım değil). küçücük bir bıyık eklentisi deyip geçmeyin, selahattin'in şuayip gibi şişen göbeği, iki oyuncunun da ses tonunu zorla bambaşka bir renge sokması, tavırlardaki abartılar falan filan. karşımdakini engin günaydın ya da olgun şimşek gibi göremiyorum, haliyle onların gerçekliğine de inanamıyorum. gerçek olamayacağını bildiğim bir insan da bana komik gelmiyor açıkçası. mesela yalan dünya'daki ahmet beni daha çok güldürüyor. çünkü baktığımda karşımdaki adam olgun şimşek'in ta kendisi. sokakta da rastlasak aşağı yukarı o kıvamda olacak. ama yaptığı rolle bizi ahmet diye bir karakterin canlı olabileceğine inandırıyor. o, ekranda hareket ettikçe ahmet can buluyor. ama durunca ve susunca yine olgun şimşek. bize gösterdiği gerçek ve sıradan, senin benim gibi bir insan zira. mizah dergilerindeki çizgiler dile gelmiş gibi bir halde değil.
avrupa yakası'nda da komik olan burhan altıntop değildi, volkan rolüyle izlediğimiz ata demirer'di bana göre. yukarıda ahmet'te sıraladığım özellikleri tekrarlamayayım, volkan da çok gerçekti. ahmet de volkan da onlara can veren oyunculara 'başarılı oyuncu' diyebilme sebebiydi. ama burhan altıntop ve selahattin, recep ivedik'ten farksız.
gülse birsel böyle güldürmeyi amaçlıyor demek ki. başarılı da olduğuna göre, benim gibi düşünebilecek insanların sıkıntısını yazmak dışında elimden bir şey gelmez.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder