27 Mart 2012 Salı

saks mavisi elbise

1994'de, nurettin sözen dönemi vardır istanbul'da. 3 çocuk, mahallede bisiklete binerken şöyle bir diyalog geçmişti, dün gibi hatırlıyorum ; saks mavisi elbise - şu üst mahalleden dolaşarak yokuş aşağı kaptıralım piskletlerle. - olm o mahalleden geçmeyelim, 3 aydır çöpleri almıyorlar. koku teee amcamların eve geliyor amk. o dönemde köye tatile gittiğimiz zamanda ise, eve su taşımaktan nasır tutan ellerimin nasırları geçerdi. istanbul'a dönünce o nasırlar tekrar çıkardı eve su taşımaya devam ettiğim için. üstünden 16 sene geçti fakat nurettin sözen'e olan nefretim bir damla bile azalmadı. elbette bütün suç onun değildi fakat en büyük sorumlu oydu. şimdi galatasaray'a bakıyorum ve her baktığımda tek hissettiğim duygu nefret. adnan polat'a olan nefretim, yıllar geçse bile gitmeyecek. marduk gelip hepimizi sikmeze, her zaman bu takımın tarihindeki en nefret edilen kişi olacak. kene olsa insafa gelmişti, deli olsa attığı taşı çıkartmıştı, deve olsa hendek atlamıştı, sabri olsa orta açmayı öğrenmişti ; fakat bu adam bıkmadı arkadaş. nasıl bir koltuk sevdası var anlamadım gitti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder