7 Şubat 2012 Salı

Dünya Tribünleri Yanıyor

özellikle ilgilendiğiniz bir konu varsa inanılmaz bir araca dönüşüyor. örnekse iklim değişikliği üzerine haber almak istiyorsunuz diyelim. ilgili örgüt ya da kişi profillerini takibe alıyorsunuz. o sırada kendi post'larınız da oluyor ve derken bir bakmışsınız güzel bir ağınız var. gelsin kopenhag haberleri gitsin al gore paşamın incileri. ancak post işinde başarılıysanız bir süre sonra koca koca örgütlerin de sizi takip ettiğini görmek güzel oluyor. yani sadece ünlüler için değil, akademik alanda kendini göstermek isteyenler için de bir pr yatırımı gibi bakılabilir. * ama özellikle iki taraflı gerilimleri takip ederken çok faydalı. misal ben gazze çatışmasını buradan izliyorum. karşıt görüşlü birden fazla organizasyonu takip ettiğinizde mukayeseli bir haber alma olanağına kavuşuyorsunuz. gerçi gazze örneğinde absürd bişi de var,her iki taraftan ekstremistler de takip etmeye başladığında "omurgasız mıyım lan ben?" sorusu kafanızı karıştırıyor arka planda. en güzel tarafı, özellikle haber konusunda medyayı aradan çıkarıp, doğrudan ve kesin haber alabiliyor olma özelliği. misal ben daha çok yönetmen, aktör ve fotoğrafçılarla ilgili haberleri takip ediyorum. herhangi bir yeni gelişme olduğu zaman, doğrudan şahıstan haberleri alabiliyorsunuz. bundan bi kaç ay öncesinde, todd mcfarlane'in, o çok merakla beklediğim yeni spawn filminin senaryosunu yazmaya başladığını öğrendim. mesela yabancı medyada çok büyük yankı uyandıran "baloon boy" olayını, ya da kanya west'in yediği naneyi, daha henüz olaylar olurken, anlık olarak takip etmekteydim. veya yine todd mcfarlane'den örnek vereceğim, adam meslekle ilgili ufak da olsa öğretici bilgiler paylaşıyor sürekli. sonra modern warfare 2 yapım ekibindeki başka bir arkadaşı takip ederek, oyunun ne durumda olduğunu aşama aşama takip edebiliyordum. uzun lafın kısası twitter'ın hayatınızda ne kadar etkili olduğu, takip ettiğiniz insanlara göre şekilleniyor. sürekli olarak, sadece "şimdi kahvaltı ettim", "şimdi dışarı çıkıyorum" şeklinde twit eden insanları takip ediyorsanız; zaten sizin için çok etkili bir haberleşme yolu olacağını iddaa etmemiz mümkün değil. kimi takip edeceğiniz konusunda ise, "follow friday" çok yardımcı oluyor. uzun lafın kısası, aslında çok basit ve gereksiz bir şey olabilecekken, kullanıcılar vasıtasıyla çok büyük bir canlı haber ağına dönüşmüş olan muhteşem sistemdir. edit: örnek olarak vermek gerekirse, daha az evvel vin diesel tarafından duyurulan bi mesaj, başka bir kullanıcı vasıtasıyla elime ulaştı. şöyle diyor: “the riddick team is in new zealand location scouting already… that’s exciting.” hülya avşar'ın kardeşine "helincim yapıyoruz di mi röportajı" tadında bir şeyler yazdığı site. galiba kontörü bitmiş hülyacığımın. ödemeli yapsaydın ya kuzum o seni arardı? bir de bir okumaya başladım böyle o ünlüden öbür ünlüye atlıyorsun aman allahım kimler kimler var! istediğini yaz sayfalarına öyle de bir şey yani. istediğine ulaşabiliyorsun. ama eskiden öyle miydi ben emre belözoğlunun mail adresini bulmak için ne çileler çektimdi. sonra mail atamamıştım o ayrı. utanmıştım ondan. yoksa neden atmiyim yani? neden utandıysam? neden emre belözoğluysa?? ehem. her neyse. işte bir kere baktım kapıdan öyle. içeri girmedim. bana 10 saniye de olsa "hi, sezercik yavrum benim. diego maradona (diemaradona) is now following your tweets on twitter." sevincini yaşattığı için minnettarım. mail'i alıp derhal twitter'a girdiğimde ise beni takip etmekten vazgeçmişti maradona. eli amma da hızlıymış; ne ara ekledi, ne ara sildi anlamadım. tanrı olsa bu kadar hızlı tıklayablr...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder