9 Şubat 2012 Perşembe
Doğtaş Genç Odası
arka sokakları (tabii ki zapping yaparken yahu) tesadüfen (he la he reklam arasında gezinirken) izleyip de üst kattan ses yapan komşunun kapısını çalıp ''yat yere yat yat yat!'' dememişsinizdir zahir.
Doğtaş Genç Odası
beğenisine güvendiğim bir arkadaşımın anlatması üzerine izlemeye başladım bu diziyi. 5-6 altı bölüm oldu izlemeye başlayalı ama son yıllarda en beğendiğim 3 dizi arasında yerini aldı diyebilirim. diğer ikisi avrupa yakası ve michael scofield abimizin (rest in peace reyiz) prison break'idir bu arada. ayrıca behzat amirimin ve yanındaki gençlerin angaralı şivesi trendy olacak ve bizim de arada ister istemez kullandığımız la ve lanlar da artık çok yadırganmayacaktır diye düşünüyorum.
dizi, 12 haziran yaklaştıkça kademeli olarak verdiği siyasi ve toplumsal mesajlardan uzaklaştıktı. ve şimdi seçimden önceki son bölümde gündeme ve ülkenin gidişatına dair diğer bölümlerden tamamen farklı olarak hiçbir mesaj veya eleştiri içeren sahneye yer vermedi. çok boktan ve anlamsız bir bölümdü bu hafta. ayar yedikleri belliydi.
behzat amirin gerçekle bağının koptuğu anlarda özel efekt bilan kullanıp, daha düzgün sahnelerle çekseler iyi olacak, bu haliyle nurlar kapısı tipi sahneler görüyorum, müthiş bir potansiyelin harcanmasını izliyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder