6 Şubat 2012 Pazartesi

14 Şubat 2012 Sevgililer Günü

yeri doldurulamaz. klasik geyiktir ama pasaportu türk pasaportu olmasaydı bütün dünyada gelecek nesiller onu kesin tanıyacaktı. şimdi onu duyurmak bize düşer. bu topraklarda böyle değerler pek sık yetişmiyor malesef, değerini daha yaşarken bilebiliyorsak ne mutlu bize. bana göre atatürk' ten sonra türkiye cumhuriyeti' nin çıkardığı en büyük adam. leyla ile mecnun isimli şarkısında müzikal açıdan coşmuş, eşi benzeri olmayan birisidir. arabest bir mizaca, bakış açısına sahip olup, "müziğin en kalitelisi bu tarzda yapılamıyor" diye düşünüp, gidip dünyanın en kaliteli ve zor riff'lerinin yer aldığı tarzlara bakıp, alıp getirip bunlarla son tahlilde kendi içinden gelen duyguları ifade etmiştir. çok büyük adamdır. şimdiye kadar hiç ortalarda görünmeseydi; kendi kendine evde besteler yapıp yutuba verseydi; sadece (bkz: ümit şarkısı) ile ortalığın amına koyardı. ama o, bundan daha fazlasını yaptı. dünyada en çok albüm satan müzisyenler listesine giren tek türk oldu. türkiye' nin en kaliteli müziklerini besteleyen adam oldu. ama yaranamıyor abi işte... ne desek boş yani... 95-96 civariydi, bir barda denk gelip muhabbet etmistik, ben kendisinin progressive muzikal yapilarinin ancak klasik ya da rock muziklerde oldugundan, baba da aslinda bu kadar komplike olmaya hic gerek olmadigindan, nirvana'nin topu topu 3 akorla ne kadar akilda kalici besteler yaptigindan bahsetmisti. respect, man. cehennemde sıra sıra kaynayan kazanlar varmış. ingiliz kazanı, yahudi kazanı, arap kazanı vesaire. ve bu kazanların her birinin başında bir zebani dururmuş, kazandan çıkmaya çalışanları tekrar içeri atmak için. bir tek türklerin kazanının başında zebani yokmuş. zira türkler, kazandan çıkmak için uğraşan olursa aşağıdan çekiştiriyorlarmış. aha da bu orhan gencebay o kazandan çıkmaya çalışan türktür. arabesk diye bir terim icat etti birileri, yıllar boyu türk müziği debelendi durdu o kaynayan kazanda. yok yoz müzikmiş, yok kaderci yaklaşımmış diyerek yapılan müzik devrimini görmezden geldiler. işin kötüsü bunu yapanlar ömrü hayatlarında hatasız kul olmaz'ın introsunun sonundaki 4 saniye seviyesinde nota yazamamışken türk halkının ne tür müzik dinlemesi gerektiğine karar verme yetkisine sahipti. hasılı, orhan gencebay yirminci yüzyılda türk müziğine yön veren en önemli kişidir. bugün dinlediğiniz pop, rock, sanat, halk vesaire popüler olmuş her müzik yorumunda onun etkisi şöyle veya böyle vardır. ve yine bugün türk müziğinde bir yozluktan, bir niteliksizlikten bahsedilecekse, bunun nedeni zamanında orhan gencebay müziğini doğru analiz edemeyen ve hala izleri baskın olan mesnetsiz elitizmdir. sanatciligindan, onu da gectim muzisyenliginden suphe duyanlarin, ortaokulda flutle caldigi notlari bir kez bile gozunun onunden gecirmesi gereken sanatcidir. hatta su an icin en buyuk turk muzisyenlerinden birisi oldugu da gercektir. o introlar, baglamanin aska geldigi girisler, progresif muzik orgusu, ustalikla harmanlanan ve de direkt arabeskle alakasi olmayan enstrumanlar; her yigidin, ''ben''im diyenin harci da degildir öncelikle gerçek bir 'insan', sonra gerçek bir 'sanatçı'. bu iki kelimenin de tam anlamıyla kendini bulduğu, elle tutulur, gözle görülür hale geldiği nadir örneklerin başında gelir orhan gencebay. bu ülkenin sahip olduğu en önemli değerlerdendir, yaptığı müziği 'arabesk' kalıbına sokmaya çalışmaksa düpedüz ahmaklıktır;bunu "arabesk kötüdür, avamdır, dolayısıyla orhan gencebay müziği kötü ve avam olmadığından arabesk değildir, olamaz" anlamında söylemiyorum. müzikten az çok anlayan biri o'nun müziğinin nasıl bir okyanus olduğunu, nasıl yüzlerce rengin, o renklerin tonlarının notalarında dans ettiğini idrak eder ve ona bu insafsızlığı yapmaz, yapamaz.. bendeki yeriyse başkadır, bambaşkadır; onun şarkıları olmadan aşık olmayı bile beceremezdim sanırım... ben bir androidim o ise gerçek bir insandır. adam gibi adamdır, anlamayana falan filandır. nerde görsem başımı eğer elimi kalbime götürür sessizce şarkısını söylerim. tek yeni bestesi yoktur ama olsun vodafone kullanan sevenleri için satılan imzalı albümü yeter. adam gibi adam oluşu yeter. "arabesk" şu bu diye yıllarca dinlemediğim yıllara yanarım. büyük adammışsın orhan gencebay, değerini bilememişiz. damar olarak falan değil, arada bir açın -önyargısız- dinleyin, hakkaten çok güzel şarkılar. hem orhan gencebay'ın o naif sesi, hem arkadaki enstrümanların "doymuş"luğu cidden çok iyi be. böyle bunalımdan, arabeskten ziyade, arkada bir "görmüş geçirmişlik", bir "mazi" yattığını fark edecek, derin anlamlar arayacaksınız. "bıktım artık yaşamaktan, çekmekle biter mi bu hayat yolu, bu yalnızlık, bu deeeerrrttttleerrrrr..... baba'yla tanışıklığım sekizinci sınıftaki bir arkadaş vasıtasyla olmuştu. daha 13 (onüç) yaşındaki 2 (iki) veledi müziğiyle ciddi anlamda büyülemişti. uzun bir süre baba'dan başka kimseyi dinlemez olmuştuk. her fırsatta baba'yı dinler, onun hakkında konuşurduk. bütün albümlerini, bütün şarkılarını bir şekilde bulup dinlemek ve hatta filmlerini bulup izlemekti hedefimiz. eninde sonunda pek yasal olmayan yollarla bu hedefimize de ulaşmıştık. filmlerinin hepsini bulamamıştık ama olsun. bütün albümlerini dinlemiştik en azından. artık görev tamamdı. mutlu ve huzurlu bir şekilde hayatımızın geri kalanını sürdürebilecektik. örnek olmuş sanatçıdır.kaliteli müziğini her kesime benimsetmiş,bununla da kalmamış,naçizane gözlemime göre de birçok kişiyi bağlama ile tanıştırmıştır.babaya özenilip başlanılan enstrüman çalmanın,müzik yapmanın,ne kadar da keyifli ve farkında olmadan karakter gelişimine destek olduğu kişiler üzerinde etkisi muhakkak ki ortadadır.müzik güzelliği ve orhan babanın sırrı birleşince böyle şeyler oluyor,sanırım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder