11 Kasım 2011 Cuma

Casa Mobilya Koltuk Grupları

içinde yıllardan beri tuttuğu ikiyüzlü, fesat, bağnaz, iğrenç "ahlak zabıtası" damarını gün ışığına çıkarma fırsatını kaçırmamış iett şoforüdür. duyar duymaz dona kaldığım, duyduğum öfkeden ve sindiremeyişimden ötürü küfürler ettiğim, o an orada olmayı ve benzer karşı duruşu göstermeyi istediğim olaydır. ama aynı zamanda maalesef şaşırmadığım bir olaydır da bu yaşanan. yine gün itibariyle gazetede okuduğum haberde "açık alanda alkol alanlara denetim" ibaresinin ne kadar sıradan ve meşru olduğuna tanık olunduğu, 18-24 yaş arası olanların içki dolayısıyla "kendini kaybetmeye ve ona buna saldırmaya hazır" diye mimlendiği ve tabir-i caizse "24 yaşındaki insanın ne yaptığını bildiğinin" iddia edildiği, yine 28 numaralı beşiktaş-edirnekapı hattında birden fazla defa denk geldiğim ve otobüs hoparlörlerine sufi müzik ve ilahi verildiği bir ülkede bir "olağan" ve "ileri demokrasi", "saygı" anlayışlarının göstergesi olan bir olaydır bu. Casa Mobilya Koltuk Grupları Doğal Yüz Temizleme

Casa Mobilya Koltuk Grupları

imamın ordusu gibi saçmalıklara girmeden değerlendirilmesi gereken şahsiyet. en baştan belirtmek isterim ki ilgili otobüs şöförüyle aynı kafadan biriymiş gibi muamele göreceğime eminim, geçtim. bu tür kışkırtıcı olaylarda gayet primitif tepkiler verebilen bir insan olarak bu olgunlukta tepki verebilmiş arkadaşları da tebrik ederim ayrıca, bunu da geçtim. peki canım bu ülkenin doğusunda ve dahi batısında yaşamış bir insan olarak soruyorum, ilk defa mı başınıza geldi böylesi veya ilk defa mı şahit oldunuz böyle bir vakaya ? yahut madem pilavınızdan çıkan taşı bile hükümetten bilecek kadar acınacak duruma geldiniz (bkz: mal bulmuş mağribi) o zaman elinizi vicdanınıza koyup söyleyin, ahlak zabıtalığı yapan şöför, hastane personeli, simitçi, manav ne biliyim işte her türlü işgüzar insan modeli 8 senede mi türeyiverdi ? hımm pardon siz hepiniz amsterdam'da brüksel'de büyümüştünüz değil mi ? hatırlamazsınız öncesini pardon. yahu kardeşim uyansanıza artık şu rüyanızdan, siz muhafazakar bir ülkede yaşıyorsunuz, evet malesef.. yüzde doksan bilmem kaçı müslüman olan bir ülkede yaşıyorsunuz; kabadayılık geleneği olan, bu saçmalıktan hala kurtulamamış, bulunduğu yerdeki ahlakın sorumlusu olarak kendini gören saçmasapan eğitimsiz insanların çoğunlukta olduğu bir ülkede yaşıyorsunuz. babalarımız üniversite okudukları 60-70 lerde benzer olaylarda ülkücülerden, muhafazakarlardan aynı tepkileri almamışlar mıydı? o zaman cinsel devrim olmuştu da şimdi mi geriye gidiverdik biz ? bu ülkede onyıllardır var bu şiddet ve bu muhafazakarlık, görmezden gelmiyorsunuz sadece artık; çünkü artık onu görüp, alıp işleyip savuracağınız bir hedefiniz var.. ve bu olaylara bağımsız bir bakış açısıyla bakıp o şekilde eleştirmek yerine büyük bir dezenformasyonun bir parçası yapmayı tercih ediyorsunuz. (şöför yakında ulaştırma bakanlığına girer.. adama dönüp bişey desen 5 yıl yersin vs...) hükümet değişince bu olayların biteceğini sananlar için şimdiden üzülüyorum. Casa Mobilya Koltuk Grupları Casa Mobilya Koltuk Grupları

Karaca Kahvaltı Takımları

ancak köylerde barınabilecek kapasiteye sahip insanların, ancak her şeyin kendi dışındaki bir "güç" tarafından belirlenebildiği bir ortamda hayatta kalabilecek kadar akılsız; sadece beyni değil, hayati organların da az geliştiği bu mutasyonların, "gerçek" ucubelerin arasında daha uzun bir süre yaşamaya mahkum olduğumuzun habercisi bir olay değildir. bu günlerin daha beterinin yaşanacağı gösteren bir olaydır. çoğala çoğala; siz korktukça, ses etmedikçe bu böyle. tabii bu meseleler önümüze yığınların arasından çıkan zevatlar olarak, münferit olaylar olarak sunulacak; mamafih birileri sehven olmayarak bu kalabalıkların anlamlarını dahi bilmedikleri kelimeler ile meseleleri betimleyecek biz de tatmin olacağız! makatına zekerimi gömdüklerim sizi! Karaca Kahvaltı Takımları Karaca Kahvaltı Takımları CASA MOBILYA KOLTUK GRUPLARI

Karaca Kahvaltı Takımları

mevzudan haberdar olur olmaz kanım dondu. öfkeden başım döndü, aklım çıktı. yazık ki ben o iett şoförlerinin aldığı öfke nöbetleri konusundaki eğitimleri de almıyorum! bu yüzden peygamber sabırlarından ötürü arkadaşlarımı takdir ediyorum. zira benim başıma gelmiş olsa idi kötü adam ben olabilirdim. nasıl? kim? ne cüretle? nasıl bir cesarettir otobüste sarılmış oturan çifte o lafı söylemek? taksim'in göbeğinde! olaya medeni cesareti ve sosyal sorumluluk bilinciyle haklı müdahele eden kardeşime darp girişimi... bunları dilinizden düşürmediğiniz müslümanlık adı altında mı yaptınız? bunları muhafazakar demokratlık zihniyetiyle mi yaptınız? (muhafazakarın demokratlığı bu kadar demek ki.) bunları, bu terbiyesiz, edepsiz söz ve davranışları, "doğru olduğunu düşündüğünüz ilkeler" için mi yaptınız? bunları o çiftin oturuşunu ahlaksız bularak, devletin otobüsüne "ahlak" kavramını sokma arzusuyla mı yaptınız? bu soruların cevabı evet ise; aklınızı sikeyim! Karaca Kahvaltı Takımları Karaca Kahvaltı Takımları

Karaca Kahvaltı Takımları

bana aylar önce 25t otobüsünde yaşadığım olayı anımsatan şoför. benim yaşadığım olayın kahramanları halk otobüsü şoförü ve muaviniydi. olay otobüsün güzergahında olan beşiktaş yıldız üzerinde ilerlerken, otobüsün orta şeritten bir anda sağa kırıp durağa yanaşmak istemesi üzerine yaptığı bariz şerit değiştirme hatası ve sağ şeritte bulunan taksicinin sıkıştırılmasıydı. o esnada otobüs taksiye hafif bir şekilde çarpmıştı, taksi şoförü genç arkadaş polis çağırmak için davrandığı sırada otobüs şoförü kaçmaya çalışmış, taksici arabasına atlayıp koca otobüsün önünü kesmeye çalıştığı sırada otobüsün içerisindeki yolculara resmen aksiyon yaşatmıştı. polisin gelmesini beklemeyen otobüs şoförü en sonunda çareyi aşağı inip taksiciyi tartaklamakta buldu. tabii ki vatandaşımız bu olaya itinayla kayıtsız kaldı. tepki gösteren iki üç kişi arasında ben de vardım. bir ara muavin ve şoför tehditkar tavırlarını, tepki gösteren bizler üzerine yoğunlaştırmıştı fakat olaya daha fazla karışırsam karakolluk olacağımı bildiğimden ve acelem olduğundan daha fazla üstelemedim. plakasını aldım, saati ve yeri kaydedip şikayette bulundum. Karaca Kahvaltı Takımları Karaca Kahvaltı Takımları
öncelikle, böylesine korku dolu kişilerle ve olaylarla dolu bir ülkede, direk kendisiyle alakalı olmasa bile, bu medeni cesareti gösteren justhink nickli insanoğlunu kutluyorum. maalesef alabildiğine çirkin artık birçok şey ve daha da çirkinleşecek sanırsam dışarıdan güzel görünen ülkemizde. belki bu durumla boyut olarak kıyas kabul etmez, ama benzer bir olay yaşamıştık, hem de izmir'de. sevgilimle yolda yürüyorduk. sadece ve sadece eli omzumdaydı. yanımızdan geçen sevgili polis bey "şişştt" şeklindeki uyarısıyla bizi bizden aldı. bu nasıl bir yobazlık artık! oha, çüş diyorum utanmadan! bu arada, iyi ki varsın sözlük! yoksa bütün bu saçmalıkları nasıl bu kadar rahatça ifade edebilirdik birbirimize... Portakalın Faydaları Bademin Faydaları

Mastit

sosyal medyanın gücünü göstermesi açısından da önemli bir olaydır. işin olumlu yanı, yapılanların gizli saklı kalmayıp sorumluların bu şekilde ifşa edilerek, yara alanların yalnız olmadıkları gösterilmiştir. ama kötü yanı da artık haksızlıkların dile getirilmesinden sonra, bunlar komplo diye bakan bir güruhun sesinin çokca çıkması. kuşkulanmak, emin olmak herkesin hakkı. ama küstahlık yapma cesaretini kendinde bulmaları, bu olayı yaşayan insanları "haketmişler, iftira vs" diyerek yaftalamaları insanı çileden çıkarıyor. bu kadar komplo teorisyeni manyakla yaşayıp da hala bu ülkeden umut beklemek hiç kolay değil. Mastit Sarılık Elmanın Faydaları

Sarar 2012 Sonbahar Kış Koleksiyonu

çok uzak olmayan bir zamanda farklı inançlara sahip insanların son sığınağı olan yargı da bu zihniyetteki insanların eline geçince neler olacak merak ediyorum. hayır kafir değilim. ulusalcı zırvalarından da okumuyorum. müslüman anne babadan olma, dini yaşantıdan uzak ta olsam dindar bir aileye mensubum. bu partizan orospu çocuklarının bunu din adına yapmalarına da tahammül edemiyorum. nerde kadrolaşmadılar ki? belediyeler? sağlık kurumları? okullar? vergi dairelerinde ayaklarında terlik, omuzlarında havlu abdest almaya giden memurları bir tek ben mi görüyorum? devlet kurumlarının ihalelerini illerde yetkin, "değerli" abileri üleştirmiyor mu? bir cemaat ancak elinde kalaşnikoflarla özgürlük savaşçısı rolüne bürününce mi tehlikeli oluyor? onlar gibi düşünmeyen insanların hayatına müdahale edince terör olmuyor mu? bir memur cemaate mensup olmadan rütbe alamıyorsa bu cemaat tehlikeli değil midir? ya da orospu çocuğu bir şoför en "kötü" ihtimalle öpüşen iki genci darp edince daha mı tehlikesiz? Sarar 2012 Sonbahar Kış Koleksiyonu Domatesin Faydaları Sarar 2012 Sonbahar Kış Koleksiyonu

5 Kasım 2011 Cumartesi

MUTFAK MASASI MODELLERI

zira ölüm döşeğindeki daisy'nin kızıyla olan konuşmaları vakit kaybı deildir de nedir? sadece o büyük sırrı söylese film olmazdı (burada gözü kayanlar için filmde aslında sürpriz olmasa da izlemeden sürpriz olduğunu düşündüğüm için açıklamıyorum) tabi ama mesela o hemşirelerle yapılan fırtına muhabbeti hiç bir yere bağlanmadı eğer kaçırmadıysam. ya da ilk başta ki o saat yapımcısının hikayesini anlatmaya ne gerek vardı onu da kaçırdım sanırım ben. hayır tamam benjaminin hayatı o tersten işleyen saat kadar sürüyor ama eee? benjamin'in o adamla ne bağlantısı var ki? ya da daisy'nin kaza geçirmeden önceki tesadüfler, evet hoş bi bölümdü ama filmle ne bağlantısı var ? daisy benjamin'i sosyal hizmetlerden teslim aldıktan sonra kızını ve kocasını göremedik. kocasına ne oldu mesela ? o adama bi açıklama yapmadı mı ? evet, görsel olarak güzeldi. huzur evi ortamı vardı. piyano vardı. naif bir atmosferdi bana göre sunulan, ama film, gereksiz uzatılmış, güzelim bir hikayenin boşa zaman geçirtmesinden başka bir şey maalesef değildi. MUTFAK MASASI MODELLERI MUTFAK MASASI MODELLERI

Kale Mutfak

havasıyla, anlatımıyla, hatta konusuyla da biraz forrest gump ayarında olan, olması gerektiğinden biraz düşük tempolu, dolayısıyla da biraz uzun olmuş film. Kale Mutfak --- spoiler --- çok da şey anlatmıyor aslında belki ama, temel içeriği gayet anlamlı duruyor: hayatımızın hiçbir anında yaşadığımız zamana ait hissetmiyoruz aslında kendimizi, bu bir gerçek. ya geçmişe özlem duyuyoruz ya da geleceği iple çekiyoruz. bazen o anın tadını çıkarmak istediğimiz de oluyor ama bu kez zamanın kendisi bize izin vermiyor. film de zaten sadece benjamin button'ın değil, herkesin yaşlanırken aslında biraz da gençleştiğini vurguluyor defalarca. ve önemli olanın, o akıp giden onlarca yıl süren zaman periyodu içerisinde doğru anları yakalayabilmek olduğunu belirtiyor kanımca. o özel anın da benjamin'in 40, daisy'nin 43 yaşında olduğu, birbirlerine en çok yakıştıkları an olduğunu hepimiz anlıyoruz zaten. MUTFAK MASASI MODELLERI

MANGO GIYIM SIMPLICITY KOLEKSIYONU

filmde "bana yedi kez yıldırım çarptığını söylemiş miydim?" diyen karakter, gerçek bir insandan uyarlanmıştır. guiness rekorlar kitabında, 7 kez yıldırım çarpması ile "en çok yıldırıma çarpılma" rekoru amerikalı roy cleveland sullivan'a aittir. hatta kendisi roy c sullivan başlığı altında incelenmiştir. bu roy c. sullivan, 1942 - 1977 yılları arasında 7 kez yıldırım çarpmasına maruz kalıp hayatta kalmayı başardıktan sonra, 1983 yılında aşk acısı çektiği bir dönemde kendisini tüfekle vurarak intihar etmiştir. film de bize yıllar önce siyah beyaz bi rekorlar kitabında okuduğum bu olayı hatırlama fırsatı vermiştir. asıl curious case, bu adamınkidir. MANGO GIYIM SIMPLICITY KOLEKSIYONU Kale Mutfak

Kale Mutfak

hikaye kadin yaratigina olan hayranligimi birkac kez katladi. evet onlarin daha siki bir hayraniyim artik. thomas button ne yapiyor zavalli cocuga? huzurevine bırakıyor. ustelik bir dugme fabrikasi sahibi iken ve kendi cocugu her ne olursa olsun cok daha iyi sartlarda buyuyebilecekken. benjamin belki de yadirganmasi en zor olan yerde buyuyor. bir suru ihtiyarin icinde pek de siritmiyor. queenie diye bir kadin bu gorulmemis derecede cirkin cocugu sahipleniyor. kadin hayranligi olayindaki ikinci argumanim daisy. hic sasirmadiniz. cunku bu onun hikayesi. hikayenin kadini. benjamin button'ın garip hayati'ndaki en guzel sey. yasi iyice ilerleyip buyugudu huzurevine tekrar dondugunde, catiya cikip sacmalamaya basladiginda onu oradan inmeye ikna eden daisy oldu yine. ve o sahne belki de filmin en basarili sahnesiydi. minik benjamin tipis tipis indi o catidan. ikisinin birlikte son sahnesi. benjamin artik bir bebek. daisy onu anlamsiz bir sekilde kucaginda salliyor. benjamin gozlerini kapamadan once son kez daisy'ye bakiyor. daisy o bakisi 'beni tanidigina ve kim oldugumu hatirladigina eminim' seklinde tanimliyor. gercekten cok hos. iste bu karsi koyamadiklari sadakat yuzunden onlara hayranim. Kale Mutfak Kale Mutfak

Kuduz hastalığı

delgado'nun topu yönlerdirmesi için önce topu rakipten alabilmesi lazım. bizimkiler pas yapan bir takım oldumu ortada dönüp duruyorlar. beşiktaş'ın bir maçta nobre dışında rakip sahada kazanılmış ve hızlı hücumda etkili olmuş bir atağı var mı? yok. olmaz ki. Kuduz hastalığı aurelio'nun gidişinden bile gerekli dersi alan bir camia varken biz niye her seferinde amerika'yı yeniden keşfediyoruz. futbolda iyi oynamak için aurelio ve appiah şart. tayfur ve giunti şart. 2 kere 2 bu. bunlar varsa iyi takımsın denemez ama bunlardan biri yoksa istersen ileride messi - etoo olsun. baktığın zaman, aurelio daha defansif appiah daha yumuşak. tayfur daha defansif, giunti daha organizatör. lan bize bakıyorum cisse zaten bunların yumuşak olanı. yanına da pamuk prenses delgado'yu koyunca hepten komikleşiyor olay. bu bağlamda cisse-giunti bile zor götürür. aynı şekilde aurelio-tayfur da iyi bir ikili olmazdı. yapılacak şey basit, ister theo weeks olur ister razundara tjikuzu. "sert" bir oyuncu bulacaksın, yanına da cisse'yi koyup başka yerlere bakacaksın. ortasahadaki ikiliden birinin delgado olması, sadece ülkemiz teknik direktörlerinde görülebilen bir hastalık bence... cok net. Mango Giyim Simplicity Koleksiyonu

Diş Eti Kanaması

acilen bir marco aurelio bulması gereken takım. bakın fenerbahçe aldı adamı oynattı oynattı, faydasını gördü. şimdi adam gitti yine faydasını görüyor neden? çünkü aurelio'nun veya bir ortasaha oyuncusunun önemini çok iyi anladılar. beşiktaş mesela anlamış değil. örneğin kleberson gittiğinde, "aman naapıcaz, ortasahaya oyunun iki yönünü oynayabilen adam lazım" demedik. kimse demedi. kleberson gitti bobo geldi, atıyorum. giunti gidince yerine okan buruk'u, ahmet yıldırım'ı koyduk. fener de maldonado'yu koydu ama olmadığını anladılar en azından. devre arasında bir çözüm getirecekler. biz hala anlamadık. yıl 2008... 2009'a girmek üzereyiz beşiktaş camiası ortasahanın ortasının futbolun can damarı olduğunun farkında değil hala. gol yeniyorsa stoper, atılamıyorsa forvet alınıyor. forvette bolluk, stoperde bolluk, ortasahada sıkıntı. kalite sıkıntısını geçtim, sayısal sıkıntı var. bu "yamuk" bakış açısı yüzünden ertuğrul sağlam savunma ağırlıklı oynayıp gol atamıyordu. şimdi gol atıyoruz, yemediğimiz maç yok. değişen ne? yahu nasıl değişsin? ortasahanın ortasında cisse-delgado ikilisi olursa hangi taktikle oynarsan oyna anca bu kadar oynarsın. Basur nasıl oluşur Diş Eti Kanaması

BASUR TEDAVİSİ

dayanamayıp hakkında yazmam gerektiğine inandığım alemin kralı takımım. alemin kralı diyorum, çünkü, bu iş gönül işidir. benim için beşiktaş dünyanın en büyük takımıdır. varsa aksini söyleyen geçsin karşıma söylesin. şeyimden aşa der geçerim. böyle göreceli bir kavramı salakça sunmak hangi akla hizmet amaçlı yapıldı merak da etmiyorum açıkcası. hiçbir takıma nasip olamayacak bir 100.yıl yaşamıştır beşiktaş. 4 derbiyi de gol yemeden almıştır. futbol hafızası geri olanlar, netten tek tek incelesin o maçları. sergenin o golünden sonra tüm inönüyü inlettiğimiz "işte beşiktaş sike sike şampiyon" tezahüratı bunun için söylenmiştir kana kana. BASUR TEDAVİSİ BASUR TEDAVİSİ

Kuduz hastalığı

büyüklüğü kendinden menkuldür, ötekilerden değil. büyüklüğünü başkalarıyla kıyaslayanlardan olmadığı için "şimdi biz büyükmüşüz, kupaları hep biz alıyormuşuz, ama kimse bizi yenemiyormuş" diyenlerin sözleriyle ölçecek değildir. şeref'iyle oynar, hakkı'yla kazanır. en azından bunlardan yoksun değildir, o zaman varsın küçücük olsun, atom altı parçacıktan bile küçük olsun. siyahı beyazı, göğsünde kan rengi bayrağıyla o bize yeter. varsın 38. ligde oynasın, varsın stadı üç kişilik olsun, varsın her maç 30 gol yesin. ben yeni açık'ta kapalı "siyah" deyince "beyaz" desem o bana yeter. Kuduz hastalığı Basurun nedenleri

Mango Giyim Simplicity Koleksiyonu

futbola yatıp futbolla kalkmasına rağmen, klüpler bazında en büyük başarısı uefa kupası olan bir ülkenin, büyüklüğü sorgulanan takımı. werner lorant'ın teknik direktör olarak kaç sene ortalıkta dolaştığı, feldkamp'ın kurtarıcı olarak getirildiği, 34 yaşındaki ibrahim üzülmez'in şampiyonluğa oynayan takımda yer bulduğu ligde daha fazla şampiyon olmak mı büyüklük ölçütünüz? yoksa şampiyonlar ligi'nde çeyrek finalin mi uefa kupası'nın mı daha üstün başarı olduğunu tartışarak mı belirliyorsunuz en büyüğü? real madrid, liverpool, bayern münich, ne bileyim ajax taraftarı mısınız da beşiktaş'ın büyüklüğünü sorguluyorsunuz? şu mütevazi ortamda başarıyla büyüklük ölçmek biraz abes kaçıyor, üzmeyelim birbirimizi. GRİP TEDAVİSİ Mango Giyim Simplicity Koleksiyonu

GRİP TEDAVİSİ

bir ferrari ve bir aston martin arasında kalmış 67 mustang' dir. herkes sahip olamaz, ancak meraklısına... bir beşiktaşlı olarak fenerbahçe maçlarına da gittim, galatasaray maçlarına da. stad atmosferi olarak, eğer bilet fiyatı tiyatro veya sinema biletinden az ise, her iki büyüğün de maçları daha caziptir. gidersiniz, güzel güzel maç izlersiniz, ama o maçı ne kadar yaşarsınız orası muallak. GRİP TEDAVİSİ evet beşiktaş belki bütçe olarak düşüktür, belki stadı eskidir, belki kötü yönetiliyordur, belki sportif anlamda diğer iki büyük kadar başarılı değildir. ama belkilerin yanında kesin ve net olan bir şey vardır ki; o da diğer büyüklerin kazan' ı yoktur, köyiçisi yoktur, serencebey' i yoktur. hiç birinin taraftarı seka önüne kamyon çekip bir kamyon konfeti alıp, peşine işçilerle üçlü çekmemiştir. burada iki spor kulübü ile, bir kültürün karşılaştırması oluyor, bir elma ile iki armut toplanıyor. GRİP TEDAVİSİ

Kuduz hastalığı

bugun entrilerine bakarak galatasarayli oldugunu anladigim biri tarafindan, muhtemelen dunku 4-1 fenerbahce maglubiyetinin acisiyla, 100. yil sampiyonluguna laf atilmis takimimdir. hani buyukluk derdimiz yok, derdimiz yok diil hatta, o ikisi buyukse aman biz olmayalim deriz de... onun disinda yuzuncu yil sampiyonluguna atilan camuru gorunce bu arkadasimizin ozhan canaydin doneminden itibaren bilincli bir sekilde futbolu takip ettigini zannediyorum, hatta heralde bi o donem bikac mac takip etmis sonra birakmis yine, yasi da heralde 10-11 falandir. GRİP TEDAVİSİ zira zalad'i, ankaragucu 8-0'i, arif erdem'i, istanbulspor maci 91.dk penaltisini, fatih terim'i, tribunden haluk ulusoy ve mesut yilmaz'la mac izleyen mehmet agar'i, hagi'yi, filipescu'yu, bulent korkmaz'i, emre'yi ve daha o sene forma giyen bircok diger futbolcunun spor ahlakini, metin tokat'i, vanspor-besiktas maci'ni ve arka arkaya gelen 4 sampiyonlugun ozellikle ilk ikisinin nasil alindigini biraz bilen birinin boyle bir lafi etmesi cok enteresan olurdu. su anda baskanimizin genel tavir ve tutumlari tabi ki bizi memnun etmiyor, ama en azindan ozhan canaydin gibi 6-0 maglubiyeti alkislama gibi asiri centilmenlikler yaptigindan diil, fazla hirsli ve gozu kara oldugundan memnun etmiyor bizi. biz bunu kendi icimizde cozmeye calisirken, dinime soven musluman olsa durumlarina tabi ki izin vermicez. herkes haddini bilsin, bu tur hazimsizliklar icin farkli metodlar aransin lutfen. mesela arda tartismasi var dunden kalan, onunla ilgili basliklara girilecek entrilerle pekala hazmedilebilir bu yenilgi. Kuduz hastalığı

Grip belirtileri

trabzonspor'un sol taşağı kadar ehemmiyeti olmayanların büyüklüğüne laf etmeye çalıştığı klüp. kimin büyük olduğuna dair bir fikir versin diye, en büyük olduklarını iddia edenlerin geçmişine bakıyorum, ne kendilerine ne türk sporuna bir katkılarını göremiyorum. tarihlerine damga vurmuş kişiler selçuk yula, ziya şengül, ömer çavuşoğlu, ali şen, metin aşık, müjdat yetkiner, tanju çolak, aziz yıldırım, fatih terim, bülent korkmaz, faruk süren, gökmen özdenak, aziz üstel gibi isimlerden mütevellit takımlar nasıl kendilerini büyük görür anlamıyorum. bir de beşiktaşın geçmişine, yetiştirdiklerine, spor adamlarına bakıyorum. atilla gökçe, vedat okyar, rıza çalımbay, ertuğrul sağlam, süleyman seba, serdar bilgili, baba hakkı, voleci şeref, metin ali feyyaz, mehmet özdilek, saymakla bitiremeyeceğimi anlıyorum. neye göre büyük olduklarını iddia ediyor bu adamlar şaşırıyorum. kupa sayısıyla büyüklük ölçülür mü? 50 tane lig şampiyonluğu bir süleyman seba eder mi? bir rıza çalımbay yetiştirir mi? bir şifo lakabını hakettirir mi? bir maf efsanesi yaratabilir mi? bırakın gordon'u, bir saat kordunu eder mi? GRİP BELİRTİLERİ Basur (HEMOROİD)

4 Kasım 2011 Cuma

MANGO GIYIM SIMPLICITY KOLEKSIYONU

efenim ebadına laf edilen takımım deyip, söze gireyim bismillah. şimdi "en son şu sene şampiyon olmuş, o gün bugündür ezik, üç büyük değil de iki büyük bi küçük" nidaları, 14 sene şampiyon olamayıp 15. sene "ne şekilde kazanıldığı gayet belli" bir şampiyonluk kazanan takım taraftarlarından gelince daha bi manidar tabe. ne de olsa biliyorlar bizim beher şampiyonluğumuzun alınteriyle kazanıldığını. keza bu çeşit takımların taraftar sayıları da kazandıkları başarılara göre bi iner bi çıkar. beşiktaşımınki bu borsada trade edilmediğinden gözlerine küçük görünür. ama anlamazlar elbet sevinmek için sevmedik kalıbını. dolayısıyla attıkları bok oranında dev aynasında görürler kendilerini. varsın olsun. siz büyüksünüz biz küçük, ne fark eder ki? bizim olayımız başka. "siyah-beyaz, yaşam-ölüm" desem aval aval bakıp en sonunda "küçüksünüz işte!" demiyecek misiniz? MANGO GIYIM SIMPLICITY KOLEKSIYONU Bebe Sonbahar Kış Kataloğu 2011 2012

Günümüzde en etkili zayıflama hapları

1965 yılında kurulmuş bir futbol kulübüdür. ne 1903 mü, yok canım, o yüce fenerbahçe-galatasaray ezeli rekabetinin altında ezilen pis beşiktaşlıların bir uydurması, bu ezeli rekabeti çekemedikleri için, bir takım cebren ve hileyle sahte belgeler düzenleyerek kuruluş yılı olarak 1903 göstermişlerdir. şakşakçı medya ve işbirlikçi federasyon da buna göz yummuştur. 2003 yılında 85 puanla alınan şampiyonluk mu? komik olmayın canım, beşiktaş o sene maç bile kazanamadı. hatta bırakın maç kazanmayı, o sene 1.ligde bile mücadele etmiyordu, bulgaristan amatör küme selanik bölgesi 2.liginde oynamaktaydı. evet yanlış okumadınız, beşiktaş bir bulgar takımıdır aslen. bulgaristanda yeterince büyük kulüp olmadığı için, ve bu beşiktaşlılar fbgs ikilisini hiç çekemedikleri için sınırdan kaçak girip istanbula yerleşmişler, tribünden sahaya atlayarak, maçtan bir gün önce reklam tabelasının altında yatarak türkiye ligi maçlarına sızmışlardır. nasıl ki rusların yüzyıllardır süren sıcak denizlere inme isteği varsa, bu beşiktaşlıların da fbgs gibi iki büyük güzide kulübün arasına katılma arzusu vardır. hatta o kadar ki her beşiktaşlının evinde boy boy fbgs posterleri vardır, her sabah kalkıp yönümüzü kıbleye değil bu posterlere dönüp ibadet ederiz, bizi de aralarına almaları için dualar ederiz. nolur bizi de aranıza alın lan, yenmiycez söz Bebe Sonbahar Kış Kataloğu 2011 2012 BEBE SONBAHAR KIŞ KATALOĞU 2011 2012

Bebe Sonbahar Kış Kataloğu 2011 2012

sevilmesi çok kolay, sadece azıcık fedakarlık gerektiren kulüp. kulüp dedik ya gerçi, kendi başka semti başka güzeldir, ama aynı zamanda bahsettiklerim ayrılamayacak güzelliklerdir. ne şahin arabalarıyla işleri olmuştur, ne dündar sizlerle, ne mirsad güneşlerle. sabri çelik ismini sorsam hatırlamayacaklardır bile, zalad kim desem, onu bilirler yaklaşık 20 sene önce kalelerini korumuştur. şahin arabası dedik ya, kuş serisi sonuçta, yılların arabası. ama birileri vardır ki malatyaya, denizliye giden şahinleri çok iyi bilirler. tezaruhat çalmayı da bilir yine o birileri, onların tek derdi mevcut tezaruhatlardaki kartal, beşiktaş, karakartal gibi kelimeleri çıkartıp hece ölçüsüne uyarak onlara yeni düzenlemeler getirmektir. onlar tanımaz belki, haklarını yemeyelim bilenler de olabilir, ama biz biliriz nazımın ne dediğini, tahirin tahirliğinden birşey kaybetmeyeceğini, süslü zühre onu sevmeseydi bile. beşiktaş 100. yılında 4 derbiyi gol yemeden 4ünü da kazanmasaydı, şampiyon olmasaydı, hatta hiçbir zaman bundan sonra şampiyon olamayacak olsaydı dahi, beşiktaş ne kaybederdi beşiktaşlığından. büyük mü dedin, al güzelim büyüklük senin olsun, biz beşiktaşız. süzme yöneticilere, basiretsiz hakemlere, saygın rakiplere karşı biz beşiktaşız. bir takımın taraftarı, bir maçta* rakip takımdan bir futbolcu* haksız yere atıldığında eyyamcı hakem* diye ayağa haykırıyorsa, kamunun vicdanı sızlatan bir şarlatanı* kamunun istediği şeklinde anıyorsa, son maçta averajla şampiyonluğu kaybeden takımını, son maçın* son 20 dakikasında ayağa kalkarak, gırtlaklarını kanırtarak işte gerçek şampiyon diye onure ediyorsa,o takım varsın büyük olmasındır. ben nasıl büyük olunur bilmiyorum, ama nasıl beşiktaş ve/veya beşiktaşlı olunur onu iyi biliyorum. yukarda dediklerimi yaparsam beşiktaşlı olabilirsin, baba hakkıya, baba recepe, baba gündüze, süleyman sebaya, güzel insan vedat okyara, mafa, şifoya, ertuğrul sağlama, kapıcı çocuğu rıza çalımbaya, çirkin kral recep çetine sahip olursan, büyük bir futbol krizindeyken milli futbol takımını tek başına temsil edip, o güzeller güzeli renklerine o güzelim kırmızı zemin üstüne ay yıldızı koyma hakkı alabiliyorsan, ve daha daha ve dahasını yapabileceksen ancak o zaman beşiktaş olabilirsin. takımı yenildiğinde kendi için değil, takımı üzülecek diye üzülen bir taraftara sahipsen, ben para verdim başarı görmek istiyorum diyen kimse yoksa sevdalıların arasında, seni komada sevecek taraftarların varsa o zaman beşiktaş olabilirsin. Bebe Sonbahar Kış Kataloğu 2011 2012 Bebe Sonbahar Kış Kataloğu 2011 2012

Bebe Sonbahar Kış Kataloğu 2011 2012

hakkında gereksiz bir polemik başlamış spor kulübü. bir fenerbahçeli olarak babamın takımı olan beşiktaş ile gurur duyarım. bu ülkenin en köklü (eski değil, köklü) spor kulübüdür. bırakın süleyman seba gibi yakın dönem efsanelerini, baba hakki gibi bir kişiliğin bile bu camidan çıkmış olması yeter. körleme fanatizmi bırakınız, bu ülkenin spor tarihine katkısına saygı duyunuz. eksantrik bir taraftar kitlesi var, sevseniz de sevmeseniz de. şu an yönetimde olan kadroyu onaylamayan beşiktaşlılar da var, ama elde klavye "kime çamur atsam acaba?" düşüncesiyle ucuz girişimler, beşiktaş'a değil ezeli rakiplerine olan saygıyı (ve sevgiyi) azaltır. bir söz de beşiktaşlılara: boşverin, isteyen istediğini söylesin. bu ülkede beşiktaş her zaman vardı ve her zaman olacak. rakip takımla atışma zevki olmadan taraftarlığın tadı çıkmaz. siz düzeyli olanları takdir, düzeysizleri allah'a havale edin yeter. Bebe Sonbahar Kış Kataloğu 2011 2012 Bebe Sonbahar Kış Kataloğu 2011 2012

Blistex Dudak Bakımı

ben beşiktaşlıyım. beşiktaş benim allahım, peygamberim, mabedim. beşiktaş benim şahdamarım, beşiktaş benim ahde vefam, beşiktaş benim "küçük" semtim. beşiktaş benim doyamadığım sevgilim. beşiktaş benim canım ciğerim. beşiktaş benim yanıbaşımda gurbetim. bende yürek var, bende aşk var. mahalli ruhun bayrağı bende, son barikatın gözcüsü bende. benim elimde şerefin hakkına teslim edilmiş "büyük" bir aşk var. dalgalansın aşkım bayraklarda, yumruklarım kalksın havaya. ben beşiktaşım, ben siyahım, ölümüm aynı zamanda. ben beyazım, yeni doğan bebeğin masumiyetiyim bir miktar da. senin anlayamayacağın kadar büyüğüm ben. senin göremeyeceğin kadar, senin duyamayacağın kadar büyüğüm... varsın olsun, beşiktaş küçük olsun. siz "büyük" olun, biz sizin gibi olmayalım yeter ki... BÖBREK TAŞI Blistex Dudak Bakımı
evet beşiktaş büyük değil, siz hepiniz büyüksünüz. kocamansınız, hayvan gibisiniz maşallah. etinizi ayrı, kemiğinizi ayrı tutuyorum bıngıl bıngıl ele geliyorsunuz. hepiniz avrupa fatihisiniz, hepiniz dünya klasmanının vazgeçilmez yıldızlarısınız. beşiktaş büyük değil, beşiktaş sizin kadar kocaman değil. 5 yıldızlı tesislerinizi alın götünüze sokun, yıldız futbolcularınızın yaldızlı isimlerini asıp duvarlara ibadet edin. şan, şöhret, para, pul, kupa, şampiyonluk hepsi sizin olsun. siz büyük olun, en büyük olun, damarlarınızdan akan kanın litresi, hacmi bile o büyüklük derecesine yakışır olsun. kesildi mi şahdamarınız oluk oluk kan aksın. beşiktaş büyük değil, siz büyüksünüz. hepiniz kocaman büyük şeylersiniz. kupalar sizin, derbiler sizin, her şey sizin. Kolye Saat Modası beşiktaşlılar var ya beşiktaşlılar onlar da çok küçük, çükleri bamya kadar, kızların kukusu daracık. sizin kocaman damarlı yaraklarınız, geniş çeperli amlarınız var. çünkü sizler en büyüksünüz, size büyük organlar yakışır, size kocaman yaraklar, geniş hazneli amcıklar yakışır. siz en büyüksünüz, en süpersiniz. biz bamya pipili küçük bireyleriz. şimdi o büyük dünyanızda, büyük takımınızla mutlu olun. kasanıza giren holding paralarıyla göbek atın sahnede, yıldız futbolcularınızı tutun el üstünde. milyon dolarlar, altın kupalar taçlandırsın sizin bu ultra kocaman takım sevginizi. dünya sizi konuşsun, ne kadar büyük bir takım olduğunuzdan bahsetsin. Pierre Cardin Erkek Saat Modelleri

2012 Atasay Alyans Modelleri

büyüklüğünü sümsüklerin tartışma konusu yapamayacağı takımdır. bundan 10 sene önce de aynılarını duyardık, şimdi de duyuyoruz. bakarsın fenerbahçeli çıkmış; 'asla büyük olamazlar, gs-fb rekabetinin arasına girmeye çalışıyorlar' der, bir bakarsınız bir galatasaraylı çıkmış; 'beşiktaş büyüklüğünü fenerbahçe ve galatasaray'a borçlu' der. sorsanız bunlar birbirine düşman.. 'benim canım düşmanım(!)' düsturuyla yıllardır birbirlerinin götlerini sıvazlarlar. dünyanın gelmiş geçmiş en büyük 3. derbisi, avrupa'nın en büyük maçı! diye kendi maçlarını yüceltirler. canları sıkıldıkça beşiktaş'a sallarlar, işlerine gelince 'beşiktaş sen bizim kardeşimizsin' derler. hadi siktirin ordan. 2012 Atasay Alyans Modelleri 2011 Lacoste Legends Modelleri

Diesel 2012 Kış Black Gold Koleksiyonu

"üzme güzel canını kartalım. gökyüzünden sonra ne var bir sen bilirsin. uyku gibi çöker karanlık. uyku gibi kovalar. bir sen bilirsin seheri. ve şafak hep tetiktedir. bir sen bilirsin. bir avuç pirinçle avunan biri varsa odur seni seven, çiçek parasına kıyıp dostlarına simit alan odur, gümüşbalıkları suları ışıkla boyadığında sen görürsün, seni sevenler görür. üzme güzel canın kartalım. melanetler birer birer n’eder sana? onar onar gelsinler. artarak gelsinler. sen yine bize akgöğü anlatacaksın. çocukların sokağa atılmış, babaevin peşkeş çekilmiş… ey şehri terk etmem diye tutturmuş kedilerin aşkar oyun arkadaşları, merhaba cigarası gibi akkara hüznünü sabah sabah tüttürenler, yatakta dönenip dururken, göğsünde sıkışıp kalan bu huzursuzluğun nereden aktığını bilenler ey, ey siyaha usulca yanaşan beyazı gören gözler, yağmurlu gün gelende aşkınız tazelensin. gümbürdesin yine için için tutuşan, kan ve ateşle yıkansın ifrazatla örtülmek istenen taze güzellik. ey güzel beşiktaşlı başını dik tut. sen, ters çevrilmiş portakal kasasındaki kurutulmuş balık ve defne ve zeytinyağını paylaşmanın güzelliğisin. sen, iyileşip de beni barikat yoldaşlarım ayağa kaldırdı diyensin. sen, bir kere görüp de seviverdiğin o en uzaktakinin yolunu bekleyensin. ah paralı zamanımıza gelse de, ağabeylerimize hesap ödetmesek demenin sevincisin. her güzel günde akla gelen ve her zor günde akla gelen ve hep akla gelen ve dahi akıldan çıkmayansın. ey beşiktaşlı başını dik tut. Diesel 2012 Kış Black Gold Koleksiyonu 2011-2012 Levi’s Sonbahar/Kış Waterless

3 Kasım 2011 Perşembe

Nike 2012 Sonbahar Kış Bayan Mont Modelleri

arda karakteri çok başarılı. absürd'lüğün sınırlarını zorluyor. aslında dizide ki bütün karakterler çok başarılı ama arda'nın ''zengin çocuğu'' imajından kaynaklanan tuhaf bi' hal ve tavırları var. diğer klasikleşmiş tek bir kadını seven iki adam kavgalarına hiç girmiyor. mecnun'la tatlı bir rekabet içinde. bütün klişeleri alt üst ediyor. bu aralar ''bağam'' kelimesini çok kullanıyor. aslında ''babam'' demek istiyor ama zenginliğin getirdiği bir rahatlıkta var ya o yüzden. o ''bağam'' derken kendimi görüyorum, bende çok kullanmışımdır o kelimeyi. o yüzden arda karakteri gerçekten çok sağlam ve ushan çakır'ın oyunculuğu da muhteşem. Nike 2012 Sonbahar Kış Bayan Mont Modelleri Nike 2012 Sonbahar Kış Bayan Mont Modelleri

Nike 2012 Sonbahar Kış Bayan Mont Modelleri

yaklaşık 10 gün önce haberim olan(nasıl bu kadar geç haberim oldu en ufak bir fikrim yok) ve 10 günde 15 bölümünü izlediğim mükemmel dizidir.çarşamba günkü bölümüne yetişicem diye yemin ediyorum beynim sulandı.sonra oturdum televizyonun karşısına bir baktım tayyip.içimden varil varil küfürler sıçtım sözlük.. trt de yayınlanmasına rağmen benzin fiyatlarına,tayyipin rakı içmeyin üzüm yiyin gibi insanüstü yaklaşımına,beceriksiz türk komedi dizilerine ve şimdi aklıma gelmeyen noktalara gönderme yapması da ayrıca etkiledi beni. sahil muhabbetleri,erdal bakkalın garip insanımsı yapısı,hırsız yavuzun her gördüğü lcd yi aşırması ve tabi ki başlı başına ismail abi.dizideki her ayrıntı mükemmel falan eyvallah da ,leyla sen nesin lan öyle! Nike 2012 Sonbahar Kış Bayan Mont Modelleri NIKE 2012 SONBAHAR KIŞ BAYAN MONT MODELLERI

Alkolün Zararları Nelerdir ?

madem behzat ç. konuk oldu bu diziye, doktor who da konuk gelsin, komik olsun. duvardan çivi çıkınca dünyayı yok olmanın eşiğine getiren şahane senarist bunu da yapabilir bence. doctor da mecnun gibi dünyayı, duvar çatlaklarından, diğer boyutlara açılan kapılardan gelen uzaylılardan kurtarmadı mı bizi. hem ismail abiyi de alır yanına doctor, elbette sigorta+yemek+maaş+prim karşılığı yoldaşı olur doktorun ismail abi. olmaz mı? olsun be! Alkolün Zararları Nelerdir ? Alkolün Zararları

Alkolün İnsan Vücuduna Zararları

leyla ile mecnun'un sadece senaristi değil, aynı zamanda izleyicisim. her çarşamba gecesi at gibi gülüyorum diziyi izlerken (at gibi gülmek?) bu gece her zamankinden çok ihtiyacım vardı diziye. ancak insanın hayatında bir şeyler kötüye gitmeye başlarsa, devamı da geliyor. her neyse... bu sebepten dolayı kanala yönelik eleştrilerin hepsine sonuna kadar katılıyorum bir izleyen olarak. ancak bir noktada "sezar'ın hakkını sezar'a vermek" gerekir; bu işin çıkış noktası "aksakallı dede"dir. insan kimi zaman o kadar çaresiz kalır ki; "evlat! şimdi yapman gereken şey budur..." diyerek, akıl veren birine ihtiyaç duyar. ama bizde bu talih varken, bize yol gösteren aksakallı dede bile beceriksizin önde gideni çıkardı... bu düşünce ile başladı "leyla ile mecnun" serüveni. ve sonra o "keşke başka bir kanalda olsa" denilen kanallardan hiçbiri yüzüne bakmadı işin. başlı başına bir saçmalık olarak görüldü yazdıklarım. bir tek trt inandı, bu saçmlıktan güzel bir şeyler çıkabileceğine. neticesinde de, iyi bir ekiple beraber, çok tatlı bir şey çıktı ortaya. o nedenle "leyla ile mecnun" dizisinin yeri bu kanaldır. bu hafta olmazsa, haftaya yayınlanır. "ulan" diyemezsek, "damacana" deriz. ama bir şekilde devam ettiririz diziyi. ne zamana kadar? biz tükenene, "artık beceremiyoruz galiba" diyene kadar, yaptığımız işe gülmeyi bırakana kadar. bu süreçte kavga da edebiliriz, isyan da edebiliriz. ama çarşamba gecesi diziyi izlediğimiz zaman tüm bunları unutabiliyorsak, sorun yok demektir. televizyonun yaptığı şey, beynimizi birer çöp tenekesi haline getirmektir sonuçta. istiyoruz ki, o çöp tenekesine geri dönüştürülebilir şeyler atalım. artık kokuşmuş çöplerden sıkılmış çocuklarız biz. muhalif olmak güzel ve gereken bir şey. ancak nankör olmak da bir o kadar çirkin. o nedenle böyle bir şeyi de açıklama gereği duydum. piiiii... okuyunca kendimden sıkıldım allah canımı alsın. ayrıca alt tarafı dizi yapıyoruz, çok da büyütmemek lazım. Alkolün İnsan Vücuduna Zararları Alkolizmin Zararları

Alkolün Zararları

21.45 ten 22.15 e kadar yayınlanacak olan seçim programına bir zat-ı muhteremin!*muhtemelen geç kalmasıyla başlanamamasından ötürü yayın saati mundar edilmiş, gelecek haftaki yayın saatini iple çektiğimiz dizidir. dizinin yayınlandığı trt1'in yayın akışında 19:55'te, cast'ının görüntüsü ve müziği üçüncü sınıf fps oyunlarını andıran sakarya fırat dizisi; 21:30'da seçim programı gözükmekteydi. 21:30 oldu 21:45 oldu zaman daha da ilerledi ekranda hala "eskiden ahlakımız şöyle güzeldi babamızın yanında konuşamazdık" minvalinde videolar yayında. hayır videodaki dede de bizim aksakallıyı biraz andırıyordu tatlı bir insandı ama ne işi var o videonun o saatte. piii dimi zat-ı muhterem geç kaldı tabi yayın başlayamadı. haşmetlûm baktı ki kendisine ayrılan süre de yeterli değil, devlet kanalından çok hükümet kanalı vazifesi gören trt nin yayın akışında küçücük bir değişikliğe gitti. zaten kendisini hiç sevmeyen insanların takip ettiği bir dizinin saatinde yayına çıkarak daha da antipati topladı. ne bekliyordu acaba? "yahu biz bu absürt diziyi izleyen entellere ulaşamıyoruz onlara seslenemiyoruz onlardan nasıl oy alsak?" mı diye düşündü? Alkolün Zararları Alkolün Zararları

Alkolün Zararları

15. bölüm tekrarı veriliyor şu an. bu yapılan tamamen dayatmadır. 16. bölümü beklerken, son anda sevgili başbakanımızın televizyonda boy gösterecek olması sebebiyle avcumuzu yalamamız bildiğin dayatma toplumu olduğumuzun resmidir. lan ne demek sen istediğin zaman çık, bütün yayın programını değiştir. felaket sinirlendim, sinirden kendimi sikicem Alkolün Zararları cle Alkolün Zararları

NIKE 2012 SONBAHAR KIŞ BAYAN MONT MODELLERI

yayınlanmaması galiba trt'nin sitesini göçertti. şu anda anasayfa dışındaki linkler için "server is too busy" hatası veriyor. hak ediyor da adamlar. ana sayfada tayyib'in programı trt haberde21:30'da, leyla ile mecnun da trt1'de 22:15'te gösteriyor. dağ gibi bulaşık yıkadım. sonrasında bu diziyi izleyip moralimi düzeltecektim. tayyib'i gördüm daha beter oldum ananokii. Nike 2012 Sonbahar Kış Bayan Mont Modelleri NIKE 2012 SONBAHAR KIŞ BAYAN MONT MODELLERI

Timberland 2012 Bot ve Ayakkabı Modelleri

halihazırda birçok küfür ettiğim kişi ve kuruluşlara daha ağır ve kallavi küfürler ediyorsam eğer leyla ile mecnun'suzluktandır. hayır, ben kendi şom ağzıma da sıçayım. bir hafta nasıl geçecek diye hayıflanırken diziyi bir hafta daha sarkıttım var mı böyle iş? edit: lan kendime çok ağır küfretmişim ya, gururuma dokundu şimdi. sinirliydim, ama ne yapayım... neyse transparan bıyığa ettiğim küfürler yeter zaten. Timberland 2012 Bot ve Ayakkabı Modelleri MANGO TOPUKLU AYAKKABI MODELLERI 2012

Timberland 2012 Bot ve Ayakkabı Modelleri

en son yıllar yıllar yıllar önce yaşadığım şeyi bir daha yaşamama sebep olmuştur. akşam tv'de merakla beklediğim bir film varken büyükler bir haber ya da siyaset programı açardı elim böğrümde kalır, ağlayacak gibi olurdum. özel yayınmış. mübarek çarşamba akşamı olacak iş mi yaa. Timberland 2012 Bot ve Ayakkabı Modelleri Timberland 2012 Bot ve Ayakkabı Modelleri

Genç Odası

hava sıcaktı, saçma işler ve kişilerle uğraşıyordum, bezmiştim; birden "bugün çarsamba" dedim içimden, kendi kendime! bu bile yetti biraz mutlu olmam için. işte böyle bir şeydir leyla ile mecnun. saçma sapan mutlu eden, güldüren, eğlendiren bir dizi. izleyin izlettirin efenim, taze taze! Genç Odası Genç Odası

Bebek Odaları

yasaya göre adını değiştirecek kulüp. ister adını değiştirsin, ister kapansın, ister başka kulüple birleşsin, yani ne olursa olsun, efes pilsen adı hiç silinmeyecek. neden mi? çünkü bilenler yine bilecek efes pilsen'i, çocuklarına anlatacak, hem bira içmeyi hem de basketbolu sevenler, memleket basketbolüne yardım olsun diye yine bira içecek, belki de daha çok bira içecek, eğer adını değiştirirse yine efes pilsen diye anılacak o yeni takım. bundan 150 sene sonra türkiye'den de bir basketbol takımı korac kupasını kazanmış denildiğinde, hangi takımmış o, diye açılıp bakılacak ve görülecek ki, efes pilsen. işte, biz o zaman sevineceğiz... takımın adı değiştirmek onu tarihten silmek anlamına gelmiyor. gönül isterdi ki, efes pilsen hep olsun ama olmuyor işte, bazı engeller çıkabiliyor. Yataş Mobilya Bebek Odaları

Yataş Mobilya

defalarca maçına gittiğim ve desteklediğim basketbol takımı. bazı arkadaşlar efes gitse de bir şey olmaz, dünya şampiyonası'ndaki kadroda sadece efes'ten yetişen sadece 5 oyuncu vardı demişler. tabii insan biraz zihin jimnastiği yapmazsa, bu sonuca varabilir. yalnız arkadaşlar, biraz düşünün bakalım: efes bu spora bu kadar yatırım yapıp diğer takımları rekabet ortamına zorlamasa, diğer takımlar bu kadar yatırım yapma gereği duyarlar mıydı? tofaş kapandığından beri takımlarımızın avrupa karnesini bir izleyin bakalım, neymiş ne olmuş. bir de efes ismini değiştirmezse anlamalıymışız ki reklam için yapıyormuş. babasının hayrına yapacak hali yok heralde, elbette reklam için yapacak. bir müessese nasıl ayakta kalacak, hayır kurumu değil ya bu? her sene 15 milyon dolar basketbola yatırım yapacak, ismini de söylemeyecek. bunu teklif eden arkadaşlara tavsiyem, kesinlikle bir şirket kurmamaları veya bir şirketin başına geçmemeleri. tepki göstermedikçe tepemize çıkacaklar. özgürlük diye diye her türlü hakkımızı elimizden alıyorlar, uyanmanın zamanı gelmedi mi hala? Yataş Mobilya Yataş Mobilya

Ihlamurun Faydaları

isminin değiştirilmek zorunda bırakılmasına elbet aklı başında olan herkes karşı çıkmak zorundadır. mantık bunu gerektirir. lakin türkiye'de basketbol ne efes pilsen'le başlamıştır ne de efes pilsen'le bitecektir. efes pilsen'den önce galatasaray, beşiktaş şampiyonluklar kazanmıştır bu ülkede. üstteki entrylerden birinde dünya ikinciliğinde en büyük pay efes pilsen'e biçilmiş, nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde. zira kadroda efes pilsen alt yapısında yetişmiş hidayet türkoğlu, ömer onan ve ender arslan dışında genelde benchte oturmuş cenk akyol ve barış ermiş vardır. evet 12'de 5 oyuncu çok gibi görünebilir lakin ersan'lar semih'ler kerem'ler efes pilsen'de yetişmemiştir. neyse, evet efes pilsen'in isminin değişmesine karşı çıkalım, efes pilsen olduğu için değil hayat şartlarına ve hayatı yaşayış biçimimize bir müdehalenin başlangıcı olduğu için karşı çıkalım ama bu karşı çıkışta efes pilsen olmasa türkiye'de basketbol olmayacakmış gibi de göstermeyelim. efes pilsen yarın gider partizan efes pilsen olur ama ülkemizden yine avrupa'da başa oynayan takımlar, nba'e giden basketbolcular çıkar meraklanmayın. sahi bir eczacıbaşı vardı o noldu? Ihlamurun Faydaları Yataş Mobilya

2 Kasım 2011 Çarşamba

Genç Odası

kanıma dokunuyor Genç Odası basketbol klübü olan efes pilsen'e yapılanlar.. zira bira markası olan efes pilsen'in bu memlekette spor ve kültür için yaptıklarının onda birini, ona eziyet eden bu ciğersizlerin hepsi bir arada yapmamıştır.. bilsem, samimiyetlerine inansam, niyetlerinde ikiyüzlülük olmadığına aklım kesse diyecem ki "tamam abiler efes zaten sıradışı bir örnek - ki öyle - , o da sineye çekiversin bu kadarcık şeyi.. adından bi kelime atacak hepi topu", ama işte inanmıyorum.. inanacak bi samimiyet yok bu tiplerde.. Genç Odası gerçek yasakçı zihniyete adını değiştirerek teslim olmayıp, gururlu bir şekilde başka bir ülkenin basketbol liginde varlığını aynı isimle sürdürmesi gereken basketbol kulübüdür. kesinlikle harf değişiklikleri, isim kısaltma gibi değişikliklerle bu zorlamaya boyun eğmemelidir. kaçak göçek oynamak, yasal açıklardan faydalanmak bu zihniyetin bildiği entrikalardır. biz efes pilsen'i fizan'a gitse de severiz ve destekleriz. "biz yine de bu ülkede basketbolu desteklemek istiyoruz" derlerse ufak bir kulüp açıp bambaşka bir isimle burada kalabilirler. adını mahmut koysalar da olur. ben desteklerim... ama efes pilsen başka lige gitsin... Bel Ağrısı

KÜTAHYA EVKUR

yasa 2008 yılında da bir ara gündeme gelmişti, o dönemde efes yöneticilerinin yaygın görüşünün rusya'da bir takımla birleşmek olduğunu hatırlıyorum. şimdi yine aynı sorun gündemde, sorun diyorum çünkü efes pilsen gibi türk sporuna katkısı azımsanmayacak bir şirketin, bu kararla yaptığı tüm yatırımların çekilmesi isteniyor. efes pilsen yalnızca basketbol takımıyla değil, milli takımlara yaptığı maddi destekle de çok önemli işler yapmakta türk sporu adına, aynı zamanda kültürel ve sanatsal etkinliklerde de bir çok şirketin yapmadığı desteği yapıyor. şimdi devlet bu kararı yürürlüğe koyarak, türk sporuna yapılabilecek en büyük kötülüğe de el atmış oluyor, zaten kendilerinden beklenmeyecek bir hareket değil ama burada olan yine sporumuza olacak. dünya basketbol şampiyonasında ikincilik kazandığımız bir yılın ardından, efes pilsen gibi a milli takımı oyuncularının en az yarısının yetişmesine katkıda bulunmuş bir takımı kaybetmek sizce basketbolumuz nereye götürecek? bu konuda efes pilsen yöneticilerine de büyük bir görev düşüyor, belki bizler bu konuya oldukça duygusal yaklaşıyoruz ve efes pilsen'den yine bir özveri bekliyoruz ama yöneticilerin kararının ligten çekilme olmasının muhtemel sonuç olduğunu düşünüyorum. bu tarz sorunların başka ülkelerde de olduğunu söylenmiş, evet bir çok ülkede bu tarz kanunlar var ama bu kanunlar esneklik sağlanarak uygulanıyor; yoksa liverpool ve everton bugün sahip oldukları sponsorlukları alamazdı. KÜTAHYA EVKUR Kütahya Evkur

Kütahya Evkur Halı

kim ne derse desin ülkenin en başarılı basketbol takımının adını değiştirmesine veya kapanmasına neden olacak böyle bir kararın anlamlılığı tartışılır. emsallerine baktığımızda ingiltere'de carling kupası diye birşey var. carling bildiğin bira markası televizyonda "carling cup bıdı bıdı exc." diye reklamı yapılıyor. halk bunu görünce marketlerde uzun kuyruklar oluşturup bira mı alıyor. takım adı,gençlerin fiziksel ve zihinsel gelişimi, duydukları markalar arasında nasıl bir ilişki var. o zaman basketbol ligimizde şekerleme,çözünebilir kahve markalarının sponsor olduğu takımlar var. sanki şekerleme kullanımının gençlere zararı yok. Kütahya Evkur Halı Kütahya Evkur Halı

Beyaz Mobilya Modelleri

efes pilsen'in türk basketbolundaki öneminden bahsediliyor, birçok insana basketbolu sevdirdiği söyleniyor. efes pilsen'in başarıları malum, koraç kupası finalini ben de izlemiştim. ama şunu anlamıyorum. ismi efes pilsen olmazsa, logolarını kullanamazlarsa destek vermezler denmiş. o zaman zaten destek vermediklerini reklam peşinde olduklarını anlamış oluruz. basketbol sevdaları varsa başka bir isim altında da yapabilirler. herkes bilir onların efes pilsen tarafından desteklendiği ama isimleri başka birşey olur. yok tüm dertleri biralarının reklamını yapmaksa o zaman olmasalar da olur, türk basketbolu efes pilsen demek değildir, diğer takımlara ayıp oluyor. Beyaz Mobilya Modelleri efes pilsen'in festival düzenlediği fln da söylenmiş. zaten bu adamların işi gücü spora ve sanata destek ya. abicim adamların olayı reklamlarını yapıp biralarını tükettirmek. o festivaller için harcadığı paranın kaç katını kazanıyorlar. paraya para demeyen onlar, karlarının düşecek olmasına şikayet eden sensin. daha çok kazansınlar diyorsun ama farkında değilsin. sonra çıkarlar zenginlerden nefret ederler, egemenler derler, işçinin emekçinin yanında görünürler. Kütahya Evkur Halı

Beyaz Mobilya Modelleri

off şimdi de efes pilsen'i türk basketboluna destek vermemekle itham eder olduk ya daha ölsem de gam yemem. kimse ufku 5 metre karenin ötesine gidemeyen kanuncuları konuşmasın da vay efendim şimdi efes pilsen başka isimle devam etmezse, çekilirse oo zaten reklammış her şey. ee güzel abim senin turkish airlines ne yapıyor? ülkene basketbol okulları mı açıyor? ona şak şak yapmayı biliyorsunuz. reklamın kralını döndürüyor. bazen kurumları neyle suçladığımıza dikkat etmeliyiz. Beyaz Mobilya Modelleri efes pilsen, bir değerdir. seversin, sevmezsin; ama bu gerçeği de değiştiremezsin. ülker kapanınca çok daha güzel olmadı her şey, bugün efes gitse ya da bir x takımla birleşse de güzel olmayacak. atlamamamız gereken konu burası zaten. olması gereken şu an olduğu haliyle devam etmesi. muhtemel pilsen ibaresi yasaklanacak ve efes diye devam edecek kulüp. olası bir çekilme, yurt dışında faaliyetlere devam etme ya da bir takımla birleşme fikri şimdiden baş ağrısı yapıyor kafamda. aman diyeyim. Beyaz Mobilya Modelleri

Bel Ağrısı

bambaska bir acidan bakmak gerekirse cok once bir donem yazmistim bir yerlere fenerbahce - ülker birleşmesinden sonra, "ben galatasaray ya da besiktas'in yerinde olsam efes pilsen ile birlesirim" diye. iste bu yasa oyle bir sıkıştırmakta ki bu birleşmeyi engellemek bir yana, efes pilsen'in kesinlikle bir marka sponsorluğu yapamayacak konuma gelmesini sağlıyor. kaldi ki uc buyuklere (fenerbahce, galatasaray, besiktas) ve hatta trabzonspor'a kimlerin sponsor oldugunu (ülker ve yan urunleri olan cafe crown ile cola turka; ortakları malum insanlar olan medical park) dusunursek; koca bir sektorden boyle bir markayi silmek, bu malum markalara daha fazla imkan saglayacak; sadece "icki haramdir, biz gerekeni yaptik, agziniza da sicmaya devam edicez" mesaji vermek ile kalmayacak, "isterse anadolu grubu olsun, onu da bertaraf ederiz" diyecek; üstüne de adeta basketbol ligi'ndeki reklam ve sponsorluğu tekeline almış olacak. Bel Ağrısı Bel Ağrısı

Sırt Ağrısı

çok olmadı ismi lazım değil olmak üzere olduğumuz bir ülkede "kadınların spor yapması haramdır" deneli. simdi de sadece bir camia değil, basketbol dünyasında başlı başına bir devlet olan efes pilsen, kim bilir hangi amac ve hangi verilmek istenen alt mesaj ile (aslinda herkes biliyor ama biz hala kim bilir yaziyoruz) isminden dolayi kapatilacakmis. hem de oyle bir sıkıştırılmış ki " kesinlikle ismi cagirisim yapilmayacak sekilde olmaliymis. simdi oncelikli olarak formula 1'in en schumacher'li, en hakkinen'li donemlerinde bile, sigara reklaminin yasak oldugu ulkelerde algida secicilik kullanilarak degistirilirdi bu reklamlar (misal benson hedges - "buzzin hornets" ve cesitli harfleri silinerek "be on edge"). fakat bu durum cok daha farkli. efes pilsen yillardir basketbola yaptigi yatirim ile marka bilinilirliğini arttırdı ve dunya capinda bir takim olmasinin yaninda dunya capinda da bir marka haline geldi. aslinda gurur duyulmasi gereken bir mevzu, zira dunya capinda bu denli taninan kac markamiz oldugunu dusunursek degeri daha da artmakta. fakat sorun bunun bir icki markasi olmasi ve ulkenin cesitli gorusler sonucu geldigi yer. Sırt Ağrısı Boyun Ağrısı